17 Ekim 2011 Pazartesi

FOÇA'DA AZİZ KOCAOĞLU'NA TEPKİ YAĞDI

-  TERMİK SANTRAL EYLEMİNDE BAŞKAN KOCAOĞLU’NA ELEŞTİRİ
- FOÇA'DA AZİZ KOCAOĞLU'NA TEPKİ YAĞDI

Hasan Eser & Seyfi Gül

 

Foça Çevre ve Kültür Platformu (FOÇEP) Aliağa’da kurulması planlanan Termik Santraller ve bu santrallerin atıklarının bölgeye dökülmesine karşı 16 Ekim 2011 Pazar günü bir basın açıklaması düzenledi. Basın açıklaması açılan pankartlar ve atılan sloganlarla protesto eylemine dönüştü.

 

Platform basın açıklaması için İzmir’in Foça İlçesine bağlı Ilıpınar ve  Kozbeyli köyleri arasında yer alan Gölyüzü mevkiindeki cüruf toplama alanını seçti.

 

Saat 13.00 dolayında Ilıpınar köyünde toplanan platform üyeleri, destek veren platform dernek, yerel yönetimler, STK temsilcileri ile civar yerleşim yerleri ve köylerden gelen yüzlerce vatandaş, konvoy halinde yürüyüşe geçti. Her yaştan katılımcının bulunduğu grup, üç kilometrelik orman yolunu yürüyerek kat etti. Çocuk, yaşlı ve engelliler traktörlerle taşındı..

 

Yürüyüş sırasında “Yaşam Alanımız Yok Edilemez“”Termik Santral İstemiyoruz””Kocaoğlu Uyuma Kentimize Sahip Çık””Rüzgar, Güneş Bize Yeter” sloganları atıldı.

 

“Geri Dönüşüm Tesisi Yalan, Asıl Amaç Cüruf Bertarafı" ,”Termik Santral Öldürür”,”Termik Ölüm Kusacak”,”Termik Santral İstemiyoruz”,”Doğa Katliamına Hayır”,”Foça Cüruf ve Termik Santral Kül Depolama Alanı Değildir”,”Kocaoğlu Uyuma Kentine Sahip Çık”,”Kaz Dağlarında Siyanüre Hayır” yazılı pankartlar taşındı.

 

Jandarma yol boyunca ve cüruf döküm alanı civarında geniş güvenlik önlemleri aldı. Eylemcilerin açıklama için döküm alanına yürümek istemelerine karşılık, belirlenen alanın ilerisine geçmelerine izin verilmedi.  

 

Eylem ve basın açıklamasında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na da ağır eleştiriler yöneltildi..

 

FOÇEP Dönem Sözcüsü Nermin Korkmaz imzasıyla hazırlanan, çevresi branda ile kapatılmış cüruf döküm alanının 500 metre kadar uzağında, platform yürütme kurulu üyesi Bahadır Doğutürk tarafından okunan basın açıklaması şöyle;

 

“Bugün burada, gözlerimizin önünde işlenen bir çevre cinayetine dur demek ve daha sonra planlanan çevre cinayetlerini engellemek için toplanmış bulunuyoruz. Şu anda cürufların döküldüğü bu alan daha bir yıl öncesine kadar bölgenin ormanı, su havzası, hayvanların otladığı el değmemiş, cennetten bir köşe idi. Zeytincilik, bağcılık ve tarım alanlarına yakınlığı ile bölgede önemli bir yer teşkil etmekteydi.

 

Şubat 2010’da İzmir BŞB Başkanı Aziz Kocaoğlu demir çelik üretim tesislerinin patronlarıyla bir toplantı yapmış ve kamuoyuna” cürufların bertarafı konusunda hızlı bir çalışma yaparak sorunu kökten çözeceğiz” açıklamasını yapmıştı. Bu açıklamadan şüphelenerek Mart 2010 tarihinde resmi bilgi edinme kanalı ile “cürufların nereye döküleceğini” İzmir BŞB’ye sorduk. Gelen yanıtta “Yer arayışımız devam ediyor” denmekteydi.

 

Şimdi öyle anlaşılıyor ki “Foça’nın Ölüm Kararı” bu toplantıda şekillendirilmiştir. Şehri emanet betiğimiz kişilerin buldukları yer Kozbeyli Gölyüzü mevkiidir.

 

Şehir Emini Kocaoğlu açıkça demir çelik patronlarının istekleri doğrultusunda, fabrikalara en yakın vadiyi 1/25 bin ölçekli planda cüruf ve depolama alanı olarak belediye meclisi üyelerine 14 Ocak 2011’de geri dönüşüm tesisi yutturmacası ile onaylatmıştır. Asıl amaç geri kazanım değil, Şehir Emini’nin deyimi ile cürufların kökten bertaraf edilmesidir!

 

Adeta tüm kurum ve kuruluşlar üç maymunu oynamaktadırlar. İzmir Büyükşehir Belediyesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve bağlı İl Müdürlüğü, Valilik, Kaymakamlık, Savcılık, Üniversiteler… Hiç biri burada yaşanan yasadışı doğa katliamına karşı ses çıkarmıyor.

 

Şimdi soruyoruz. Ne oldu dilinizi mi yuttunuz?

 

Buraya dökülen cüruf ve zehirli atıklara karşı niye susuyorsunuz?

 

Ç.E.D gerekli değildir kararı alınarak yapılan bu vahşete nasıl seyirci kalıyorsunuz?

 

Kime sordunuz? Bu pisliği orman içine dökmek için, yöre halkına sordunuz mu?

 

Zeytin dalına 3 km yaklaşma diyen kanuna nasıl muhalefet ettiniz?

 

Cevap istiyoruz.

 

Kime sordunuz? Bu pisliği orman içine dökmek için, yöre halkına sordunuz mu ?

 

İzmir Şehir Emini Foça’ya ve İzmir’e ihanet etmiştir. Çünkü hem cüruf dökümüyle el değmemiş alanların tahrip edilmesine, zehirli atıkların, ağır metallerin, yer altı sularına karışmasına, insan ve çevre sağlığının bozulmasına, tarım alanlarının yok olmasına “Bakanlıkla Birlikte” izin vermiştir. Hem de cürufların kalktığı yere termik santralin kurulacağını bile bile bu süreci kolaylaştırmıştır. 

 

Firmalardan biri kömürlü termik santrali, kendi arazisinde bulunan cüruf dağının yerine yapmayı planlamış, fakat cürufu bertaraf edecek yer bulamadığı için inşaata başlayamamıştır.

 

Şimdi İzmir BŞB’nin moderatörlüğünde bulduğu yere cürufları boşaltarak, henüz idare mahkemesinde dava sürerken , bilirkişi raporları mahkemeye ulaşmamışken, inşaat hazırlığına başlamıştır. “Termik santrale karşıyım, dava açtım”demekle karşı olunmuyor, 20 yıl önce yapıldığı gibi halkın oyuna saygı göstermek, icraat, samimiyet ve yürek gerekiyor.

 

İzmir BŞB’nin Ocak 2011’de onayladığı depo alanı ve akabinde bakanlık tarafından re’sen onaylanan “Cüruf ve Termik Santral Kül Depolama Alanı” henüz mahkeme sonuçlanmadığı halde kömürlü termik santrallere izin verileceğinin açık bir göstergesidir.

 

Cüruf ve kül depolama alanları kömürlü termik santrallere resmen kapı aralamaktadır. Cüruf döküm işleminin yasal mevzuata uygun olup olmadığı hiçbir kuruluş tarafından denetlenmemektedir. Ne hikmetse cürufların döküldüğü yer “sızdırmaz bir zemin” imiş. Cürufu döken firma üniversiteden böyle bir rapor almış. Hadi cüruf alanı sızdırmaz tabakaya denk gelmiş olsun; zehirler yağmurla birlikte nereye gidecek? Gideceği her yer sızdırmaz mıdır?

 

Bakanlığın ve İzmir BŞB’nin ihaneti ile “İzmir Sahipsiz Kalmıştır”. Sanayileşmenin önünde engel olunmasından korkulup, kirli sanayiye karşı tavır alınamamıştır. İzmir önümüzdeki yıllarda 5-6 adet termik santral ile ölüme mahkum edilecektir.

 

Hayır izin vermeyeceğiz.

 

Sivil Toplum Kuruluşları olarak, bu ihanet ve utanca ortak olanların peşini bırakmayacağımızı, hukuk ve tarih karşısında mahkum olacaklarını ilan ediyoruz.

 

İzmir’e ihanet edenleri lanetliyoruz.

 

Kar amaçlı şirketlerin işlerini kolaylaştıran, onlara danışmanlık yaparak doğa katliamına izin verenleri lanetliyoruz.

 

Çevre mevzuatına aykırı, yasa dışı cüruf ve tehlikeli atık dökümü yapanlar hakkında basın aracılığıyla suç duyurusunda bulunuyoruz.

 

Değerli medya mensupları, hepinizi kararlı bir şekilde yaşam alanlarımızı savunmaya,  dayanışmamızı artırmaya, mücadelemizi ortaklaştırmaya çağırıyoruz.”

 

Son bölümde;  Ortak Basın açıklaması metnine katılan kurum ve kuruluşlar; Foça Belediyesi, Menemen Belediyesi, Menemen Kent Konseyi, Foça Kent konseyi, Aliağa Kent Konseyi, Foça Çevre ve Kültür Platformu(FOÇEP), Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), Menemen Ziraat Odası, Menemen Ticaret Odası, Foça Zeytin Üreticileri Birliği, Süt Üreticileri Kooperatifi, Foça Turizm Derneği, Eğitim-Sen Foça Temsilciliği, Bağarası Alevi-Bektaşi Derneği olarak belirtildi..

 

Basın mensuplarına Foçep Yürütme Kurulu üyesi Bahadır Doğutürk’ün İzmir BŞB’ne 25.02.2010 tarihli ve B-17 no.lu bilgi edinme başvurusunun tam metni ile  İzmir BŞB. Çevre Koruma ve Kontrol Dai. Bşk.Mad. Yük. Müh. Yıldız Yılmaz  imzalı cevabi metin dağıtıldı.

 

Basın açıklaması ardından kısa bir süre daha slogan atan grup, saat 16.30 civarında eylemi sonlandırarak, olaysız bir şekilde dağıldı.